İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

ders BELGELİĞİ Söyleşileri: Özdemir Altan

ders BELGELİĞİ Çalışma Grubu, Mayıs 2011 tarihinde, Özdemir Altan’ı atölyesinde ziyaret edip, söyleşi yapmıştı. Sanatçının resimleri ve özellikle espas hakkında görüşlerine ulaşabileceğimiz söyleşide, sanatçı, Türk resminden dünya sanatına, müzelerin ve klasik müziğin önemine de değinen kapsamlı bir konuşma yapıyor.

Sanat, birbirinden farklı kavram, köken, yapı ve mantıkların bir araya gelmesiyle oluşur. Çünkü birbirinden farklı olduğu zaman espas doğmaya başlıyor. Ama farklılıktan kastım; bu insan, bu köpek, bu kedi değil. Bahsettiğim doku, renk ve benzeri farklılıklar. Hiç unutmam, ben öğrenciyken hocam Zeki Faik İzer “Özdemir Bey, tıkıyorsunuz resmi.” derdi. Sonradan açıldım tabii. Espasın ön planda olması ve Türk resmine kazandırılması için çok büyük direnç gösterdim.

Fotoğraf: Aras Yazıcı, Özdemir Altan’ın Atölyesi, İstanbul, 2013.

Biz resmi tuvalin yüzeyine değil boşluğuna yaparız. İnsanlar genellikle resimde konu olduğu için espas var zannediyor ama öyle değil.…Tabi söz konusu olan bunların organizasyonu. Yani hangisinin ne zaman, nereye geleceği önemli. Böylelikle vokabüler zenginlik doğuyor. Sanatta vokabüler zenginlik çok önemlidir. Vokabüler zenginlik; yani edebiyatta, müzikte, sinemada, resimde sözcük zenginliği… Tabii özgün olması lazım, kendi dilimiz neyse o olmalı. Kolaj bunu uygulamada çok büyük bir avantaj sağlıyor bana. Farklı elemanları bir araya getirmek yapımda var. Bu özelliğim resmime ve kolajlarıma yansıdı. Farklı elemanların bir araya gelmesiyle karmaşa da doğabilir, ama doğmaması lazım. Aynı şey sinema için de geçerli. İyi bir yönetmen elemanları yani figürleri, atmosferi, ortamı, dekoru, ışığı, konunun akışı, konunun bir noktasına verdiği dozu iyi bir şekilde organize eder. Sonuçta bir bütünlük… Tabi Türk sanatı kolay kolay erişemez bunlara. Çok iyi bir kompozitör lazım. Kompozitör, besteci demek, yani elemanları iyi organize eden kimse anlamında… Yoksa konular basit, ama biri şaheser yapar, biri sıradan film yapar. Çocukluğumdan beri Türk düşünce sisteminin yalınkat, Türk sanatının espastan uzak, tek düze olduğunu düşünüyorum. Bu düşünceyi bana Türk resmi hediye etti. Bu bir tepkidir. Bende tepki hep vardı. Zaten başka insanlar gibi olmamak üzere çocukluğumdan beri alışkanlığım vardır ve bu alışkanlık, işime yaradı. Türk müziğindeki elemanlara bakın, eleman yok. Brahms’ı dinliyorsun, orkestranın göğsü körük gibi nefes alıyor. Operayı opera yapan elemanlardır; soprano, mezzo soprano, alto, bariton, tenor… Bunlar önümüzden geçiyor, bazen üst üste binerek yeni bir renk oluşturuyorlar. İşte espas!

 

Kaynak
ders BELGELİĞİ Çalışma Grubu, 26 Mayıs 2011 tarihli Özdemir Altan Söyleşisi

Metin ve Düzenleme
Aslıhan Mumcu

 

İlk yorum yapan siz olun

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Günleme © 2019 Tüm Hakları Saklıdır.