İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Buzul Çağından Günümüze Kadar Gelmeyi Başarmış Bir Ağaç : Sığla Ağacı

Muğla, Marmaris’in Karacasöğüt koyunda serinliğiyle bizi kendine çeken, kendisinden bihaber olduğumuz sığla ağaçlarının altına kurduk çadırlarımızı. Kavurucu sıcağın hiç hissedilmediği hatta geceleri sizi üşütecek olan bu küçük ormanda bir kaç gün kaldıktan sonra oranın yerlilerinden öğrendiklerimiz, bize bir ağacın dallardan, yapraklardan, kısacası maddeden daha fazlası olduğunu bir kez daha göstermiş oldu.

Sığla Ağacı 3

Sığla ağacı, endemik bir ağaç türü olup yeryüzündeki mazisi 65 milyon öncesine dayanan bir ağaç türüdür, 300 yıl kadar uzun ömre sahiptir. Boyu, 15-20 metredir. Uygun koşullarda 35-40 metreye ulaşır. Kışın dökülen yeşil yaprakları, çınar gibi kalın dalları, geniş tepeli olan ağaç, ek olarak ya da diğer ağaç türleriyle birlikte orman oluşturabilir. Genellikle bataklık yerlerde, sel basan ovalarda, dere kenarlarında yetişirler. Güneşi ve ılıman iklimi sever ve derin, nemli topraklarda daha verimli yetişir. Türkiye’de en geniş yayılışını Muğla’da özellikle’de Marmaris, Dalaman, Köyceğiz ve Fethiye dolaylarında gösterir. Çınar ağacı benzeri yaprakları biraz daha küçük ve renk olarak daha açıktır. Yaprakların ince uzun sapları, 3-7 adet kenarları keskin dişli lobları olur.

 

Sığla Ağacı 4
Fotoğraf: Burak Kaya, Karacasöğüt / Marmaris, 27.06.2017

Çatlaklı gri kahverengi gövdesi 60-70 cm çapında olabilir. Kalın kabuklu olan sığla ağacı yara alırsa, balsam salgılar. İlkbahar geldiğinde yeşilimsi çiçekler açar. Ağaçlardaki çiçekler dişi ve erkek eşeyli şekilde gruplanmıştır. Erkekler yapraklandığında açık yeşil kurullar yapar. Bunların 3-4 tanesi bir sapta demet halindedir. Demetleri örten zar koyu kahverenginde tüylerle kaplıdır. Dişiler 3-5 cm boydaki sapın ucunda 4-7 mm kadar pembe kürecikler yaparlar. Kapsül gibi meyvelerin içinde 1-2 tohum bulunur. Sığla ağacı tohum dışında özel çelikleme ile daldırma yöntemiyle üretilebilir.

 

 

 

Sığla Ağacının Hikayesi Sığlanın cins adı olan Liquidambar, Latince akıcı anlamına gelen liquidus ile Arapçada amber kelimelerinin birleşiminden oluştuğundan, adının anlamı akıcı hoş kokudur. Yani ağacın bilimsel adında bile iki farklı dilin birleşimi, kültürler arasında birlikteliği sağladığının, endemik kokularımızın farklı kültürleri kendi potasında birleştirdiğinin göstergesidir. Sığla balsamı ve buhuru, dinsel ritüeller açısından çok değerlidir. Yağın elde edilmesinden artakalan kuru yongalar (buhur) yüzyıllardır, Pagan tapınaklarında, kiliselerde, camilerde, havralarda kötü ruhları uzaklaştırmak ve ortama huzur getirmek amacıyla kullanılmıştır. Bu duman, eski medeniyetlerdeki insanlar tarafından bir tılsım olarak değerlendirilirdi. Onun, insanın ruhunu rahatlattığına , hatta buhur yakıldığında şeytanı, kötü ruhları ve zararlı böcekleri bölgeden uzak tuttuğuna inanılırdı.

 

Sığla Ağacı 2
Fotoğraf: Burak Kaya, Karacasöğüt / Marmaris, 27.06.2017

 

Mısır piramitlerindeki mumyalarda da Anadolu’dan götürülen sığla yağının varlığı tespit edilmiş, buhur kalıntılarına rastlanmıştır. Mısır kral mezarlarında M.Ö. 14. yüzyılda Sığla yağı içeren kaplar bulunmuştur. Asur kil tabletlerinde de Sığla yağından söz edilmektedir. Mısırda insanların çalışarak Sığla yağı kazandıkları ve bu yağların öldükten sonra o kişinin mumyalanmasında kullanıldığı söylenir. Sığla ağacının odunu da güzel kokuludur. Parfümün tarihi, insanoğlunun ateşi keşfettiği ve bazı ağaçlar ile reçinelerin yanınca diğerlerine göre daha güzel kokular yaydıklarını ayırt edebildiği ilk zamanlarda başlamıştır. Eski Mısır kraliçesi Kleopatra’nın Sığla yağını aşk iksiri ve parfümü olarak kullandığı söylenir. Kleopatra’nın Anadolu’ya bu öz için geldiği ve bir sahile mısırdan özel kum getirttiği söylenir. Muğla’da Kleopatra adası ve plajı bulunmaktadır. Ayrıca mitolojik bir kuş olan ve kendi küllerinden yeniden doğan Phoenix (Anka) , öleceğini anladığı zaman Sığla ağacı dallarını toplamaya başlar, öldükten sonra yanan sığlanın küllerinden bu kuş yeniden doğardı. Sığla ağacının ana yaşam alanı olan Muğla ilindeki bir antik kentin adının da Phoenix olması ilginçtir. Görüleceği üzere Sığla ağacı yeniden doğuşu simgeleyen bir ağaçtır.

 

Yazı ve Görsel
Burak Kaya

İlk yorum yapan siz olun

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Günleme © 2019 Tüm Hakları Saklıdır.